23 Mayıs 2012

En basitinden bir akşam yemeği

Bazı insanlar aynı anda bir sürü işi, aynı beceriyle, aynı titizlikle yapar ve hepsinde de başarılı olur. Hayranım öyle insanlara da ben onlardan biri değilim. Bir işe konsantre olunca diğerlerine üvey evlat muamelesi yapabiliyorum. Hoş blog yazısı yazmak işten sayılmaz ama işte ben öteki işlerime yoğunlaşınca onu unutuveriyorum. Unutmuyorum aslında. Hep aklımda ama gelin görün ki yolculuklar arasında onu hep öteleyip duruyorum. Bu sefer dedim tamam, döner dönmez hemen yazacağım. Hatta sabahın kör karanlığında (karanlık değildi de hakikaten erkendi. İnsan sabah 8'de pazara gider mi? Gittim) pazara doğru yürürken acaba ne yazsam diye düşündüm durdum. Bir geldim ki dolap tamtakır. Ben yokken annem pazara gitmiyor. Nasılsa kızım gelecek, o pazara gidip alışveriş yapar diye düşünüyor herhalde, her seferinde dolabı boş buluyorum. Sevmiyorum herhalde boş dolap, gelir gelmez dolduruyorum. Bugün de öyle oldu. Planda yoktu ya aldım da aldım. Yazlıklar çıkmaya başlamış artık. Yaşasınnn. Özlemiştim onları. Serada yetiştiği için yasaklar listesine giren yaz sebzeleri yavaş yavaş mutfaktaki yerini alacak. Seviyorum onları ne yapayım. Ama yaz gelince seviyorum. Neyse, ne diyordum, bir sürü şey aldım. Bir pazarcı teyzem vardır, aman bir çene bir çene. Her hafta yakalar, bir şeyler almadan bırakmaz. Bu sefer köy yumurtalarımı ondan aldım. Enginarcım her zamanki yerinde. Emekli komiser var bizim, o soyuyor. (Tezgah Mustafa'nın.) Limon tuzlu suya daldırmıyor benim enginarları. Tembihli çünkü. Bir limon veriyorum, sadece limon sürüyor soyduğunda. "Bak," dedi, "böyle enginar yemedin bu sene. Çok beğeneceksin." "Sağol, varol, ellerine sağlık," dedim. Enginarları son zamanlarda yaptığım gibi sadece taze soğanla pişirdim. Bir kaseye ondan koydum. Taze kelle soğanlardan dilimledim iki tane, çok çok az sade yağ ve biraz suyla onları pişirdim, bir yumurtayı çırpıp üzerine ekledim. Çıtırların üzerine pay edince pek güzel göründü gözüme. Hadi dedim üzerine bir dal maydanoz koyayım, süsleyip püsleyip fotoğraflayayım. İşte böyle yandaki arkadaşın hikayesi. Başlık her şeyi anlatıyor zaten: En basitinden bir akşam yemeği. Basit ama çok leziz. Soğan tazeyken daha mı lezzetli oluyor ne? Uzunca, kısık ateşte piştiğinden tatlanmıştı da. Doyamadım. Yarın akşam yine yaparım belki.

06 Mayıs 2012

Anadolu'nun en güzel kasabalarından biri: Göynük

Son çekim gezimizi tamamlayıp eve döndüm. Biz daha dönmeden ilk bölümümüz yayınlandı bile: Göynük. Bolu'ya bağlı, Mudurnu ve Taraklı'ya komşu güzeller güzeli bir kasaba. Göynük'ü de Göynüklüleri de çok sevdim. Sağolsun Salim abiyle eşi (Göynük bölümümüzü izlediyseniz veya bu akşam izlerseniz onu göreceksiniz) yine gelin dediler. "Bak," dedi Salim abi, "alt kat boş, gel kal." Dedim öyle düğün falan olursa haber verin o zaman geleyim. Pek güzel olurmuş Göynük düğünleri ya kısmet olmadı birini görmek. Hacı Ali Paşa Konağı'nda kaldık. Ben Göynük'te tüm yemeklerimi programda izleyeceğiniz (ya da izlediğiniz) Lalezar'da yedim. Ali Okan Altıntaş öyle özenli ve dikkatli bir işletmeci ki. Biraz salata, az baklagil, biraz da sebze veya salata... Öğle ve akşam yemeklerim böyleydi. Çekim için özel olarak hazırlattığı resimdeki bu muhteşem tatlıya, su böreği ve keşli cevizli erişteye dayanmak nasıl zor geldi anlatamam. İnsanın böyle gezilerde diyette olması çok zor. Hele de bol tereyağlı keşli cevizli eriştenin yapımını izleyince aman aman dedim yesem bir türlü yemesem bir türlü. Tabii biraz yedim. Tatmamak olmaz. Tatlı da nasıl leziz, nasıl çıtır çıtır, incecik hamurlu anlatamam. Sadece bir tane yedim (yoksa iki mi?) sonra karşılıklı bakıştık durduk. Neyse ki irademe sahip oldum ve hiç birini abartmadım. Sonuçta eve kilo vermiş olarak dönüverince bir mutlu oldum ki. İzlemek isterseniz Göynük bölümümüz bugün (6 Mayıs pazar) 19:15'te, Kanal 24'te. (Bugün izleyemezseniz de tv arşivi sitesinden izlemeniz mümkün.) Star gazetesinde de Finlandiya'nın Turku kentinde gezdiğim çok özel iki müzeyi anlattım bu hafta. Şu linkten okuyabilirsiniz. Arayı açıveriyorum bu ara, düzenli yazamıyorum biliyorum ama yollardayken hakikaten çok zor oluyor. Güzel bir hafta dileğiyle sevgiler hepinize.